Keman çalması neden çok zordur?
İşte size bilimsel gerçek sebepleri...!
ROCK MARKET ANTALYA
Kaynak : +Plus Magazine Matematik Dergisi Jim Woodhouse ve Paul Galluzzo
Diğer yazılarımız :
Keman Çalması Neden Çok Zordur?
İşte size bilimsel gerçek sebepleri...!
Bu yazıdan sonra kemana karşı bakışınız değişecek ve
fizik kanunlarını anlayarak kemandan çok daha kolay ses çıkarıyor olacaksınız.
Keman sanatçıları, matematik ve fizik formüllerini bilmese
de, fizik kanunlarını diğer kişlere göre
daha fazla hissetmektedirler. Keman çalmanın farklı algıları açtığı kesinlikle
doğrudur. En başta titreşimleri ve enerji dönüşümlerini hissedersiniz. Ünlü
bilim adamı Nikola Tesla şöyle demiştir.
"Evrenin
gizemini anlamak istiyorsanız, varolan herşeyi; enerji, frekans ve titreşim
açısından düşünün”. Bir müzik aletini, (özellikle de keman) çaldığımızda
bunların üçünü de hücrelerimizin çekirdeğine kadar hissetmekteyiz. Einstein
ünlü görelilik kanununu keman sayesinde bulmuştur. Bununla ilgili "Mozart Galaktik Bir Sırrın Kilidini Nasıl Açtı?" başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Bir gitarın telini pena veya parmakla çaldığımızda
kötü bir ses duyma ihtimalimiz yok gibidir.(Tabiki doğru notaya doğru zamanlama
ile vurmuş olmamız gerekir.) Gitardan çıkan notanın sesi her zaman bilinen
frekansta ve oldukça müzikal bir ses olacaktır.
Ama bir keman için durum çok farklı ve keman öğrenen
biri için durum hiç de kolay değildir. Keman yayını tel üzerinde hareket
ettirdiğimizde çok büyük bir ihtimalle ses, istenen frekansta ve müzikal
olmayacaktır, hatta iğrenç, keskin bir gıcırtı sesi de
gelebilir.
Bunun sebebi parmakla çalınan enstrümanlarla yaylı
enstrümanların fizik farkıdır.
DOĞRUSAL VE DOĞRUSAL OLMAYAN SİSTEMLERİN FARKI :
Gitar gibi parmakla veya penayla çalınan bir
enstrümanın teline vurduğumuzda, bunun matematiksel açıklamasını “DOĞRUSAL SİSTEMLER
TEORİSİ” ile yapabiliriz. Doğrusal sistemlerin temel özelliği şudur :
“Bir denklemin sonucunda birden farklı çözüm bulursanız, tüm
çözümlerin toplamı denklemin çözümüdür.” Tabi ki titreşim konusunu anlattığımızda bunun ne demek olduğunu
daha iyi anlayacağız.
Titreşen bir nesnenin (örneğin bir keman telinin)
belirli rezonans frekansları vardır. Bu rezonans frekanslarının her birinin,
"TİTREŞİM MODELİ" olarak adlandırılan belirli bir titreşim deseni
bulunmaktadır. Enstrumanın teline vurduğumuzda, tel, bu titreşim modellerinden
birinin deseninde titreşecek ve bir müddet sonra enerjisi ses ve ısıya
dönüşerek sönecektir.
Bir teli çaldığımızda telden aynı anda çok sayıda
ses çıkmaktadır. Aslında enstrüman seslerini, hatta tabiattaki her sesi
birbirinden ayıran, bu aynı anda çıkan sesler topluluğudur. Bu seslerin her
birinin ses yükseklik seviyesi ve uzunluğu birbirinden farklıdır. Kulağımız bu
seslerin toplamını duyar ve beynimiz bunu tek bir ses olarak algılar. Örneğin
gitar sesini keman sesinden ayıran, hep birlikte tınlayan sesler bütünüdür.
Biz bu aynı anda tınlayan seslere REZONANS
FREKANSLARI diyoruz. Bu rezonans frekansları, çalan notanın “ana
frekansları”ndan ve “armonik” dediğimiz diğer ses frekanslarından oluşur.
Esas konumuza dönecek olursak, şimdi, birkaç çeşit
titreşim modeline sahip gitarımızın telini çaldığımızda, karşımıza doğrusallık
ilkesi çıkacaktır. Nedir bu ilke? Konunun başında bahsettiğimiz gibi “Bir denklemin sonucunda birden farklı çözüm bulursanız, tüm çözümlerin toplamı denklemin
çözümüdür.” Tüm başına buyruk titreşim
modelleri yoluna kendi frekansı ile devam etmek isteyecektir. Tabi ki sonuçta
çıkan ses, bütün titreşim modellerinin toplamı olacaktır.
Tüm titreşim modellerinin birleşimi |
Gitarın telini çaldığımızda, gitar telinin farklı yerlerine
farklı penalarla veya farklı cisimlerle vursak bile sadece
çeşitli desenlerin genlikleri değişecek ama toplam rezonans frekansı yine hep aynı
olacaktır. Yani, müzikal olarak, notanın perdesi her zaman aynı kalacak ama
tonal kalite değişecektir.
Yaylı enstrumanlarda durum çok farklıdır... Kemanda
bir notanın uzunluğu, sizin keman yayını
ne kadar uzun çektiğinize bağlıdır.
Enerjinin, ses ve ısıya dönüşmesine rağmen, bir şekilde
keman yayı, tam ve doğru miktarda kaybolan enerjinin yerine ek enerji
sağlamaktadır. Bunun da matematiksel açıklamasını “DOĞRUSAL OLMAYAN SİSTEMLER
TEORİSİ” ile yapabiliriz. Keman yayı ile dışarıdan enerji eklerden, oluşan farklı
titreşim modelleri de yukarıda anlattığımız gibi basit değildir. Bu tür doğrusal
olmayan sistemlerin teorisi her zaman çok daha karmaşıktır. Bu teorinin, çok
karmaşık sonuçları ve kaotik davranışları bulunmaktadır. Keman telinden çıkan
birçok farklı gürültü bu karmaşık sonuçlara bir örnektir. Aynı genel durum nefesli
enstrumanlar için de geçerlidir. Nefesli enstrumanlarda da notanın uzunluğu
sizin akciğer kapasitenize bağlıdır ve enerji devamlılığını nefesimiz sağlar.
YAY ÇEKTİĞİMİZDE KEMAN TELİ NASIL HAREKET EDER?
Peki, kemanın teli nasıl titreşir?
Bu soru dünyada ilk kez 150 yıl evvel Hermann Von
Helmholtz tarafından cevaplanmıştır. Kemanın telini alışılagelmiş bir şekilde
çaldığımızı ve düzgün bir ses çıkardığımızı düşünelim. Titreşen tele baktığımızda
normal bir şekilde titreştiğini sanırız.
Keman telinin bu şekilde parabol gibi hareket ettiği sanırız |
Ancak, Helmholtz, titreşen keman telini dikkatlice
incelemiş ve telin "V" harfi şeklinde hareket ettiğini farketmiş.
Gerçekten, çıplak gözle baktığımızda, telin hareketiyle birlikte hafifçe
bükülen parabole benzeyen keskin köşeli bir çizgi görürüz. Bu çizginin keskin
köşesi eğri boyunca ileri ve geri hareket eder. Dolayısıyla, hareket eden telin
sadece dalga boyunu veya titreşen keskin
köşelerini görmekteyiz.
Ama gerçekte V şeklinde hareket eder |
Keman telinin ağır çekimde titreşim görüntüsü
Aşağıdaki animasyonda Helmhotz hareketini
görmekteyiz.
Bridge : Keman köprüsü Finger : Parmak bölümü Bow: Keman yayı Sticking : Yayın tele yapışma süreci Slipping : Yayın tel üzerinde kayma süreci |
Not : Keman yayı tel üzerinde hareket ederken yapışma ve kaymalarla hareket eder. Bilindiği üzere yay kılları üzerindeki reçine yapışkan bir maddedir. Yay kılı tele yapışarak teli bir miktar gerer. Gerilen tel belirli bir gerginliğe ulaştıktan sonra yaydan kurtularak kayar ve bir salınma oluşturur.
Çok yavaşlatılmış olarak, keman yayının tel üzerinde yapmış olduğu yapışma ve kayma hareketi
V şeklindeki titreşimin tepe noktasına
"Helmholtz köşesi" denir. Bu köşe, tel boyunca ileri ve geri doğru
hareket eder. Keman yayını tel üzerinde her hareket ettirişimizde Helmholtz
köşesi keman yayı ile kesişir ve yayın tele yapışması ve sürtünmesi arasındaki
geçişte ortaya çıkan enerji, sürecin devamını tetikler. Helmholtz Köşesi,
yay ve sol elin parmakları arasında sürekli gidip gelir. Yani keman yayının tam
zıttı bir hareket yapmış olur. İki tür sürtünme arasındaki geçiş ile doğrusal
olmayan elemanlar sisteme eklenmiş olur.
Eğer keman çalan kişi keman yayı ile tel üzerine
yeteri kadar güçlü bir baskı uygulamazsa, tel, Helmholtz hareketi yerine
aşağıdaki şemadaki gibi hareket etmeye başlar.
Bridge : Keman köprüsü Finger : Parmak bölümü Bow: Keman yayı Sticking : Yayın tele yapışma süreci Slipping : Yayın tel üzerinde kayma süreci |
Şimdi, tel üzerinde iki adet köşe gidip gelmektedir,
ve her titreşim döngüsünde iki ayrı bölüm hareket etmektedir. Sonuç olarak Helmholtz
hareketinde olduğu gibi, nota aynı ses perdesinde olacaktır. Ancak fark olarak,
dalga formu ve ses farklı olacaktır.
Tarihsel sebebi bilinmemekle birlikte, bu ses batı
klasik kemancıları tarafından kabul görmemektedir. Keman öğretmeniniz de büyük
olasılıkla bu sesi beğenmeyecek ve size daha çok pratik yapmanızı
söyleyecektir.
Helmholtz hareketinden, bu kayan çift köşeli
harekete kadar olan yayla tele yapılan baskı oranı, kabul edilebilir minimum baskıdır.
Ancak bir de maksimum olarak kabul edilebilecek
keman yayı baskısı da mevcuttur. Eğer keman yayını çok sert bir şekilde
bastırırsak, müzikal bir nota yerine kulağımıza işkence yapabiliriz. Artık
telin titreşimi düzgün değil, aksine kaotik bir titreşim desenine sahiptir.
Çıkan bu sesin keman öğretmenleri tarafından kabul edilemeyeceğini söylemeye
gerek yoktur sanırım.
Herkes bilir ki, bazı kemanların fiyatları çok pahalı
olmaktadır. Bunun sebebi nedir, neden diğer bütün normal kemanlara benzemelerine rağmen farklıdırlar?
Bunun sebeplerinden biri, güzel ses diye adlandırabileceğimiz sese ulaşmak için
fizik kanunlarıyla dolu zorlu bir yoldan geçmek gerekir. Ancak, eğer enstruman
deneyen bir kemancıyı seyredersek, şöyle yorumlar duyabiliriz : "Bunun
sesini gerçekten beğenmedim, ama çalması çok kolay." veya "Bunun sesi
çok güzel ama çok zor çalınıyor". Çalıcılar sadece ses kalitesiyle
ilgilenmezler, tam olarak demek istedikleri çalım kolaylığının da iyi
olmasıdır. Eğer, bir keman diğerinden daha kolay çalınıyorsa, Helmholtz
hareketinin daha kolay oluşabilirliği açısından değerlendirmek gerekir.
Kaynak : +Plus Magazine Matematik Dergisi Jim Woodhouse ve Paul Galluzzo
Keman Çalması Neden Çok Zordur?
Konu ile ilgili görüşlerinizi yazarsanız sevinirim.
YanıtlaSilBilimsel açıklamalar; ciddi anlamda müzikle, enstrumanlarla uğraşanlar için harika anlatımlar olmuş. Benim için müzik enstrumanlarının, hangisine daha yatkın olduğu; kişilerin yaşamları, ilgi alanları, zevkleri ve keyif aldıkları nitelikler, ruhsal yapı ve karakterleri ile doğru orantılıdır. Keman başlı başına;; ilgi duyulması, sevilmesi, hatta dinlerken, çalarken, kendinden geçilmesi; tamamen kişinin nahifliğini,içli bir yapısının olmasını , kişiliğinin pürüzsüz, tertemiz olmasını gerektirir, kanısındayım.
SilEmeğinize sağlık. Çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSil